Ne yaptığımı biliyordum ama cazibesi karşı koyamayacağım kadar büyüktü. Tuvalete doğru yürürken damarlarımda bir heyecan dalgasının dolaştığını hissetmekten kendimi alamadım.
Kapıyı arkamdan kilitlerken kabinde yalnız buldum kendimi. Birdenbire yanımdaki kabine biri girdi ve kalbim bir an durakladı. Ne bekleyeceğimi bilmiyordum ama içimde tutuşan sıcaklık daha önce hiç deneyimlemediğim bir şekilde canlı hissetmemi sağladı.
Kabinlerimiz arasındaki küçük boşluktan göz göze geldik ve aramızda elektriksel bir gerginlik hissettim. Gözlerinin benimkileri aradığını hissedebiliyordum ve bana doğru yaklaşmaya başladığında kalbim hızla atıyordu.
Uzun boyluydu, delici mavi gözleri ve daha fazlasını istememe neden olan keskin bir çene hattı vardı. Varlığı samimi hissettiriyordu ve içimde bir arzunun dolaştığını hissetmekten kendimi alamadım.
Pürüzsüz eli yanağımın üzerinden geçti ve omurgamda bir ürperti izi bıraktı. Birbirimize doğru mükemmel bir uyum içinde hareket ederken dudaklarının benimkilere doğru yaklaştığını hissettim. Dudaklarımız tutkulu bir öpücükle buluştu ve tüm vücudumu karıncalandırdı.
Beni ateşli bir tutkuyla öptü, bu tutku beni coşkulu bir rüyanın ortasında hissettirdi. Ellerinin vücudumun her santimini keşfettiğini hissettim, çok uzun zamandır kaynayan bir arzuyu ateşledi.
Zemine doğru hareket ettik, vücutlarımız tutkulu bir kucaklaşmayla iç içe geçti. Kendimi zevkimizde kaybetmeme izin verirken bir coşku dalgasının beni sardığını hissettim.
Birbirimizin vücudunun her santimini eşsiz bir tutkuyla keşfederken inlemelerinin loş ışıklı kabinde yankılandığını duyabiliyordum. İçimde biriken gerginlik neredeyse dayanılmazdı ve yoğunluğunu serbest bırakmak için sabırsızlanıyordum.
Sıcaklık daha da şiddetlendikçe, beni nefessiz ve coşkulu bırakan bir doruk noktasına doğru yönlendirdiğini hissettim. Tutkumuz, kontrol edilemeyen bir orman yangını gibiydi, geri tutulamayan bir güçtü.
Bir transa girmiş halde, bedeninin benimkiyle iç içe geçtiğini, kalplerimizin bir olduğunu hissettim. İkimizin de beklediği an buydu; gerçek benliğimizi keşfettiğimiz an.
Aşkımız yasaktı, tutkumuz tabuydu. Ama aşkımızın gerçek olduğunu, tutkumuzun gerçek olduğunu biliyorduk. Tutkumuzu, aşkımızı saklamayı reddettik. Aşıktık ve kontrol altına alınmayacaktı.
Ayrılırken, hayatımın asla aynı olmayacağını biliyordum. Tutkumun gerçek doğasını keşfetmiştim ve beni saf bir coşkuya sürüklemişti.
O andan itibaren artık aynı kız değildim. Tutkunun yeni derinliklerini keşfetmeye açık bir kadındım, içimde çok uzun zamandır kaynayan arzuları kucaklamaktan korkmayan bir kadındım.
Yasak aşk beni saf bir coşkuya, gerçek benliğimin sonunda gerçekleştiği bir yere götürmüştü. O anda, gerçek doğamın bastırılamayacağını, gerçek benliğimin saklanamayacak kadar saf olduğunu biliyordum.
Bu tutkulu karşılaşma bana bir tatmin ve rahatlama hissi bıraktı. Hayatımın en büyük anlarından birini, asla unutamayacağım bir duyguyu yaşadığımı biliyordum.
Ve loş ışıklı tuvaletten çıktığımda, kalbim bir özgürlük ve kurtuluş hissiyle dolmuştu, hayatımın asla eskisi gibi olmayacağını biliyordum. Aşkımın gerçek doğasını keşfetmiştim ve bu her şeyi değiştirmişti.